Kaygı (anksiyete) bozukluğu yaşayan kişiler panik seviyelerinin yükseldiği kriz durumlarında sanki çok kötü bir şey olacakmış duygusuna kapılarak içinde bulundukları durumu olduğundan daha kötü ve tehlikeli görme eğilimindedirler. Kaygı (anksiyete) bozukluğu yaşayan kişilerde bu his o kadar kuvvetlidir ki sanki hiç geçmeyecekmiş gibi gelir ancak kaygı (anksiyete) bozuklukları çoğunlukla bilişsel davranışçı terapi uygulamalarıyla rahatlıkla tedavi edilebilir.
Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde kaygı seviyesinin yükseldiği durumlarda yoğun bir panik duygusunun yanında ellerde aşırı terleme, kalp atışlarında hızlanma, nefes almakta zorluk çekme, şiddetli baş ağrıları, mide krampları, sık idrara çıkma gibi fiziksel belirtiler de görülür.
Araştırmalar, genellikle çocukluk çağında ortaya çıkan kaygı bozukluklarında hem genetik hem de çevresel faktörlerin birlikte rol oynadığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar özellikle erken yaşta yaşanan travmatik olayların bireylerin korku işleme mekanizmalarında hassasiyete yol açarak stres tetikleyicilerine karşı aşırı duyarlı hale gelmelerine yol açtığını da belirtiyor.
Add Comment