Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB); obsesyon adı verilen takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler ile, kompulsiyon adı verilen yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemlerden oluşan, takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek, günlük aktiviteleri kısıtlayacak düzeye gelmesidir.
Obsesif-kompulsif bozukluğu olan kişiler, kontrol edemedikleri yinelenen ve stres yaratan düşünceler, korkular veya görüntüler nedeniyle huzursuz olurlar. Bu düşüncelerin yarattığı anksiyete bazı hareketleri ya da rutinleri acil olarak gerçekleştirme ihtiyacına neden olur. Ritüeller takıntılı düşünceleri önleme veya akıldan uzaklaştırma girişimiyle yapılır.
Tekrarlanan hareketler gerginliği geçici olarak durdurur, obsesif düşünceler tekrar oluştuğunda kişinin bu hareketleri hemen tekrar etmesi gerekir. Obsesif – kompulsif bozukluğu olan kişiler saplantılarının ve takıntılarının gerçek dışı veya manasız olduğunun farkında olabilirler, fakat kendilerini durduramazlar.
Genellikle ergenlik döneminde ve 20 – 30’lu yaşlarda başlamasına karşın, okul öncesi çağdaki çocuklar dahil herhangi bir yaşta görülebilir. Erkeklerde daha erken yaşta başlamasına karşın genel olarak kadınlarda daha sık görülmektedir.
Yaygın obsesyon belirtileri:
- Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma
- Başkasına zarar vermekten korkma
- Hata yapmaktan korkma
- Rezil olmaktan korkma veya sosyal açıdan kabul edilemez bir şekilde davranmaktan korkma
- Günahkar düşünmekten korkma
- Düzen, simetri, kusursuzluk ihtiyacı
- Aşırı kuşku ve sürekli güvence ihtiyacı
Yaygın kompulsiyon belirtileri:
- Tekrar tekrar yıkanma, duş alma veya elleri yıkama
- El sıkışmayı veya kapı koluna dokunmayı reddetme
- Kilit, ocak gibi şeyleri sürekli kontrol etme
- Rutin işleri yaparken içinden veya yüksek sesle sürekli sayı sayma
- Sürekli bir şeyleri belli bir biçimde düzenleme
- Belirli bir sıraya göre yemek yeme
- Genellikle rahatsız edici olan, akıldan çıkmayan ve uykuyu bölen kelimelere, görüntülere veya düşüncelere takılıp kalma
- Belirli kelimeleri, cümleleri veya duaları tekrarlama
- İşleri belirli bir sayıda yapma ihtiyacı
- Değerli olmayan şeyleri toplama ve biriktirme
- Tıbbi açıdan bu şekilde düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için günlük işlevlerimizi etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olmalıdır.