Travma sonrası stres bozukluğu, travmatik bir stres kaynağıyla karşılaşma sonucu ortaya çıkabilecek belirtiler gurubudur. Aşırı strese yol açan bir olayın ardından görülen yoğun, uzamış ve bazen gecikmiş bir tepki olan bu bozukluk, başlama nedeninin açıkça belirlenebildiği tek kaygı bozukluğudur.
Normal yaşantının doğal akışında aksamaya neden olan, alışılmışın dışında, yoğun strese yol açan, sarsıcı bir olay, yoğun bir kayıp duygusunun olduğu yaşantılardır. Bu kayıp, güvenlik duygusunun, kimliğin ve geleceğin, geçmişe bakıp geleceği tahmin etme yetisinin, yaşam üzerindeki kontrolün, yakınların, diğerlerine güvenin, umutların, kişisel gücün, arkadaşların, evinin ya da eşyalarının kaybıdır.
Bu olay sonucu yaşamın sürekliliği sekteye uğrar. Travma yaşantısı, dünyaya, kendimize ve diğerlerine ilişkin temel inançlarımızı sarsar.
Kişi güvende olmadığını ve bir daha güvende olmayacağını, dünyanın acımasız olduğunu, yalnız olduğunu, tehlikelerden korunmanın mümkün olmadığını, iyi bir insan olmadığı için kendini böyle hissetmeyi hakettiğini, başına gelen olayın sorumlusunun kendi olduğunu düşünebilir.